GERDEK YARDIMI..
Balayı süitinin geniş mi geniş yatağında sırt üstü yatıyordum gecenin bir yarısı… Gözlerim tavanda… İçim sıkılıyor… Bıkkın vaziyetteyim… Üç gün önce düğün öncesi büyük umutlarla her yerini temizlediğim, misler gibi pırıl pırıl yaptığım körpe genç kız bedenim çarşafın altında çırılçıplak uzanıyorum… Yanımda Ekrem, benim iki günlük kocam da aynı durumda… Başımı çevirip baktım, onun da gözleri tavanda… Benim baktığımı hissetti, göz göze geldik.
Bir yıllık nişanlım, iki günlük kocam da olsa bir erkekle birlikte aynı yatakta çırılçıplak olduğum geldi aklıma yine… Hafif aşağıya kayan ve dimdik göğüslerimden birini açıkta bırakmış bembeyaz otel çarşafını boynuma kadar çekiştirdim refleks olarak, göğüslerimi onun gözlerinden sakladım. Yüzüm kızarmıştı utancımdan… Sevgiyle baktı bana, çarşafın üzerindeki elimi okşadı.
-“Ne yapıcaz Gül?” dedi suçlu suçlu, çarşafın altında dimdik duran göğüslerimden zorlukla yüzüme çevirdi bakışlarını…
İki gündür uğraşıyorduk bu otel odasında… Hala bakireydim. Her denememiz başarısız olmuştu. Çarşafın altında iki çıplak, birbirimize sarılıyor, öpüşüyorduk. Önündeki sertlik bacaklarımda, kalçalarımda dolaşıyor, istekle batıyordu bedenime… Biraz tansiyonumuz yükselince denemeye girişiyor, bacaklarımı aralıyordum, kocam üstüme çıkıyordu. Araya girip sertliğini kukuma batırmaya çalışıyor, zorluyor, zorluyor, bir türlü olmuyordu. O sertlik içime girmiyordu. Canımı yakıyordu. Ben canımın acısıyla “ayyy…” diye bağırıp bacaklarımı kapatmaya çalışıyordum kendimi koruma içgüdüsüyle… Ben bağırıp durdukça, bu kez onun sertliği yumuşuyor, kalakalıyordu. Hışımla cevap verdim sorusuna,
-“Bilmiyorum Ekrem…” dedim. “İlk defa evleniyorum. Sen bana dokunan ilk erkeksin. Senin bilmen gerek ne yapılacağını…” Ezilerek yanıtladı beni,
-“Dedim ya sana aşkım… Bir kere arkadaşlarla geneleve gittim, onda da ne olduğunu anlamadan kadınının içine boşalıverdim. Nasıl kaçacağımı bilemedim oradan… Bir daha da bir kadının elini bile tutmadım. Ta ki seninle nişanlanıncaya kadar… Hem o kadınla sen bir misin? Kıyamıyorum sana… Sen acıyla bağırınca canın yanıyor diye kalakalıyorum. Ne istek kalıyor, ne bir şey…”
-“Ama nişanlıyken öpüp duruyordun beni? Sıkıştırıyordun mutfakta, sinemada, her fırsatta okşuyordun ya… Babamlar yokken bizim evde seviştiğimiz günü hatırlasana… Ne kadar istekliydin…” Dönüp yüzüme baktı.
-“Evet, hatırlıyorum. Ama bir şey yapamamıştık. Sen, “şimdi olmaz, nikâhtan sonra” diye tutturmuştun o gün, bana engel olmuştun.”
-“Keşke engel olmasaydım o zaman, nişanlıyken yapsaydık bu işi… Bak şimdi, uğraşıp duruyoruz. O zaman yasaktı, şimdi imzayı basınca her şey serbest, bu kez biz yapamıyoruz Ekrem… Bıktım artık aşkım… Sen de bıktın biliyorum…” Sarılıp öptü beni,
-“Seni seviyorum aşkım. Bıkmak ne demek? Ama kendimi beceriksiz hissediyorum senin yanında, bu işi beceremiyorum diye…”
Beceriksizdi evet, kesinlikle beceriksizin tekiydi bu konuda… Ama söyleyemedim bunu yüzüne… Başka kadınlarla düşüp kalkmaması, benim gibi kendini evleneceği insana saklaması iyi bir şey mi, kötü bir şey mi bilemedim ki… Ben ondan daha berbattım bu konuda… Bir kere komşunun oğlu sıkıştırmıştı bahçede, bir kere de okulda sınıf arkadaşım… Telaşla öpmeye çalışmışlar, biri eteğimin altına daldırmıştı elimi… Oğlan külodumun üstünden kukumu avuçlayınca neye uğradığımı şaşırmış, tecavüz edecek diye korkuyla bahçeden zor kaçmıştım.
Kız oğlan kızdım. Kocam kızlığımı alırken canım çok yanacak diye ödüm patlıyordu. Ne hikayeler duymuştum bu konuda… Hastanelik olanlar, kanaması durmayanlar, dikiş atılanlar… Ah o namus kumkuması annem… Oğlanlarla fingirdemeyeyim, adım kötüye çıkmasın diye diye beynimi işlemişti. Gözümü öyle korkutmuştu ki benim… Oysa filmlerde ne kadar rahattı insanlar… Öpüşüyorlardı, sevişiyorlardı, neler neler yapıyorlardı… Aklı eren kızların eline prezervatifi verip oğlanın yanına aileleri yolluyordu yabancı filmlerde… Evlendiğinde sıkıntı çekmesin kızımız diye…
-“Hadi uyuyalım aşkım… Yarın buluruz bir çaresini… Sabah olmak üzere, gözlerin kapanıyor senin de…” diyerek başucumuzdaki apliğin ışığını kapattı.
-“Keşke bize bir yol gösteren biri olsaydı… Esk**en yengeler filan olurmuş, anlatırlarmış ne yapılacağını…” diye fısıldadım karanlıkta…
Bir süre tavana yatarak baktım. Ekrem yanımda ağır ağır nefes alıyordu. Uyumuştu hemen… Benimse gözümde uyku yoktu hiç… Yabancı bir otel odasında, bir erkekle birlikte aynı yatakta yatıyordum. Hem de çıplak vaziyette… Genç kızlık hayallerimdeki gibi… Kocamla yataktayız sonunda… Ama hala genç kızdım. Eve dönünce ne anlatacaktım, ne söyleyecektim? Ya olmadı diye beni bırakırsa kocam? Dönüp baktım karanlıkta… Sırtüstü yatmış, ağzı açık uyuyordu yorgun argın… Sanki bir şey becermiş gibi… Bırakır mı gerçekten? Ama suç bende değil ki… Erkek olan o…
Kasıklarımda bir yanma… Elimi uzatıp tüysüz kasıklarımı okşadım. Ürperdim bir anda… İçimde bir kıpırtı… Parmağımı bastırdım. Klitorisim sertleşmiş. İstiyor… Salak diye kızdım kendime… İstiyorsun işte… Kocan becersin diye ölüyorsun. Bırak girsin içine, iki dakika dişini sık, ne diye kasıyorsun kendini, bıçak batırmış gibi bağırıyorsun… Uyuyakalmışım sonunda… Rüyamda alt alta üst üste sevişiyoruz kocamla… Sertliği gidip geliyor içimde… Erkekliğini acımasızca amıma batırıp çıkarıyor. Her yanım kan… Yatak kan… Siki kanlı bir hançer gibi batıyor amıma…
Sabah uyanınca kahvaltıya indik. Suratlarımız bir karış ikimizin de… Gülemiyoruz ki… Bir şey becerememişiz. Hiç de balayı çiftine benzemiyoruz. O gün öylesine geçti. Havuz başında eğlenen, gülen insanlar, denize gidenler, göğüsleri meydanda, üstsüz gezen yabancılar…
Otelin müdürüydü galiba, bize çok yakınlık gösteren Ali abi geldi yanımıza, masaya oturdu, halimizi hatırımızı sordu. Yakışıklı, uzun kabarık siyah saçlarını at kuyruğu yapmış, bizden beş altı yaş büyük bir adamdı. İki günde aileden biri gibi olmuştu. Sürekli ikramlarda bulunuyor, garsonlar devamlı onun gönderdiği yiyecek, içecek bir şeyler taşıyordu. Otelin balayı çiftlerine özel uygulamasıymış dediğine göre…
Biz onu, o bizi çok sevmiştik. Hele Ekrem’le bayağı samimi olmuşlardı. Sık sık bir araya geliyor, sohbet ediyorlardı. Kafa adamdı. Bana bakarken yakalıyordum sık sık… Ama aldırmıyordum onun bakışlarına… Alışmıştım artık… Erkeklerin yiyecek gibi bakmaları, laf atmaları alışkın olduğum şeylerdi hep, hoşuma bile gidiyordu… Şimdi de Ali abinin cin gibi gözleri üzerimizde, sirke satan suratlarımızda dolaşıyordu. Yolunda gitmeyen bir şeyler olduğunu hemen anlamıştı halimizden…
-“Ne oldu çocuklar? Yüzünüzden düşen bin parça… Otelimizden memnun değil misiniz yoksa?” diye ağzımızı aradı. Kem küm ettik. Ekrem yüzüme baktı, ben gözlerimi kaçırdım. Ne diyeyim ki şimdi? Ekrem bana soran, izin isteyen gözlerle,
-“Yok Ali abi, otelden çok memnunuz, çok güzel de…” diye kekeledi. “Bizim bir sorunumuz var, nasıl anlatsam…”
Yüzüm kıpkırmızı oldu bir anda… Gözümü tabağıma diktim. Gerdek öncesi yol gösteren yenge derken, sorunumuzu Ali abiye mi anlatacaktı yoksa kocam? Aklıma gelen başıma geldi. Kocam kesin kararlı bir tavırla ayağa kalktı, Ali abiye,
-“Abi, iki dakikan var mı? Şu köşede baş başa konuşalım biraz…” dedi.
Kalktılar, restoranın köşesindeki en dip masaya geçtiler, baş başa konuşmaya başladılar. Gözümün ucuyla baktım. Bir yandan konuşuyorlar, bir yandan bana bakıyorlardı. Yanaklarım utançtan yanıyordu sanki… Hay şeytan… Aptal kocam, beni beceremediğini elin adamına anlatıyordu. Ali abi de ona bir şeyler anlatıyordu gördüğüm kadarıyla, baş başa vermişler, fısır fısır konuşuyorlardı. Sonra kocam kalktı, yanıma geldi. Yüzüme bakamıyordu, onun da yüzü kızarmıştı. Neler konuştular, neler duyduysa artık… Elimden tutup kaldırdı,
-“Gel Gül, odamıza gidelim.” dedi. Ses çıkarmadan, bir şey sormadan kalktım. Niçin gittiğimizi biliyordum ki… Kocam Ali abiden dersini almış, uygulamaya gidiyorduk. Asansörde ne anlattığını sordum. Uzun uzun anlatmış kocama, bana tekrarlamadı, kısa kesti. Odaya gidince görecekmişim.
Olmadı. Kocamın talimatlarıyla o beni soydu, ben onu soydum. Çırılçıplak duşa girdik. Birbirimizi köpüklerle yıkadık, her yerimizi okşadık. Kurulanıp yatağa gittik. Öpüştük, koklaştık.
Eğilip bacaklarımın arasına başını gömdü. Diliyle kukumu yalamaya çalıştı. Biraz utanıyor, biraz çekiniyor, korkuyordum çokça… Dilinin ucunu klitorisimde hissedince biraz aşka geldim sanki… İçimde bir şeyler kıpırdar gibi oldu. Yine bacaklarımın arasına girdi. Erkekliği sertleşmişti. Baktıkça utanıyordum elinde tuttuğu şeye… Tutup mor renkli başını kukuma sürttürdü. Bende yine o korku, irkilme, çekinme duygusu yükseldi iyice… İstemsizce kasıldı tüm vücudum… Uğraştı, uğraştı dakikalarca, bir türlü benim kasılmamı aşamadı. Sonunda bir iki saat geçti, beyhude çabaları sonuç vermedi. Yoruldu, serilip kaldı yanıma…
Biraz dinlendik. İki beceriksiz kalkıp giyindik. Sessizce öğle yemeği için restorana indik. Ali abi bizi görünce yanımıza geldi. Soran bakışları üstümüzdeydi. Ekrem’e,
-“Nasıl oldu çocuklar?” diye fısıldadı. Ekrem başını iki yana salladı utançla…
-“Olmadı Ali abi…” dedi sıkıla sıkıla… “Dediğin her şeyi yaptım ama… Ya, nasıl söylesem… Şeyy… Çok dar, Gül de kasılıyor, bir türlü girmiyor…”
-“Tamam koçum… Siz oturun, yemeğinizi yerken ben bir çare bulurum” dedi Ali abi, yanımızdan ayrıldı. Biraz sonra yanımıza geldi. Elinde bir kreme benzer tüp vardı. Kocama uzattı,
-“Bakın, bu yağlı, özel bir krem, kayganlaştırıcı… Bu tür cinsel sorunlar için özel yapılmış.” dedi. Benim yüzüm kıpkırmızı oldu yine… Elindeki krem kullanılmıştı, kim bilir hangi kadınla kullanmıştı elindeki şeyi… Benim kızardığımı görünce rahatlatmak için atıldı. “Sakın ha Gül, utanmana gerek yok. Herkesin başına gelebilir böyle şeyler… Ekrem, sen bunu penisine iyice sür, sonra yavaş yavaş eşinin içine girmeye çalış. Mutlaka faydası olur. Sen de biraz rahat ol Gül… Sıkma kendini… Kocana yardımcı ol biraz… Her kadın bunu yaşıyor, bu kadar korkmana, kendini kasmana gerek yok yavrum…”
Sonuç yine hüsran… Yemeği bitirmeden kalktık, odaya çıktık. Ekrem Ali abisinin verdiği kremi aletine sürdü iyice yedire yedire, ben çarşafın altında çırılçıplak yatakta yatarken… Sonra yanıma geldi. Beni öpmeye çalışırken kaygan, kremli erkekliği bacaklarıma sürtünüyordu. Bir iki acemi öpüşten sonra heyecanla bacaklarımı araladı. Girmeye çalıştı. Ben yine aynı vaziyet… Uğraştı, etti, yine olmadı. Sinirle kalktı, duşa gitti. O giyinirken ben yağlanmış bacak aramı temizledim duşta, çıkıp ben de giyindim. Aşağıya indik. Elimi bile tutmuyordu kocam… Beni suçladığı öylesine belliydi ki… Bense sessizce, utançla yan yana yürüyorduk. Ali abi karşımıza çıktı bahçede… Ekrem,
-“Olmuyor abi, bir türlü olmuyor…” dedi. “Balayı bitti, yarın gidiyoruz. Babamlarla aynı evde oturucaz. Yatak odamız üst katta, onlar alt katta… Biz bu otel ortamında bu işi yapamazsak, evde ailelerimizin yanında hiç yapamayız. Gül şimdi yaptığı gibi her denememizde bas bas bağırırsa başımıza toplanırlar, karımı kesiyorum diye… Bizim için hiç iyi olmaz bu durum… Mutlaka burada halletmemiz lazım abi… Yoksa sonumuz kötü…”
Ağlayacak gibi olmuş, sürekli konuşuyordu. Gözleri dolmuştu. Benim de ondan farkım yoktu. Kendimi suçlu hissediyordum bir de… Ali abi halimize üzülmüştü. Başını iki yana salladı.
-“Hay Allah, ne yapsak bilmem ki… Şimdiye kadar çoktan bitmesi lazımdı ama… Neyi eksik yapıyorsun Ekremcim, bilemedim.” Kocam bir bana baktı, bir adama…
-“Abi, bir şey dicem ama…” Hala yüzüme bakıyordu. Sonra bakışlarını kaçırdı. “Sen artık yabancımız değilsin abi… Ne olur, bize yardım etsen… Bizimle odaya gelip bize yardımcı olabilir misin?”
Şaşırıp kaldım. Ali abi de hayretle bakıyordu, o da şaşırmıştı. Ben utançla yüzümü yere eğdim. Neler söylüyordu bu kocam olacak adam böyle… Ama bir yandan da hak veriyordum. Öyle çaresiz bir durumdaydık ki… Mantık falan hak getire… Bir şey düşünemiyordum artık…
-“Siz bilirsiniz çocuklar… Ben her türlü yardımcı olmaya hazırım da… Bu şekilde olunca… Bilemedim… Sen ne diyorsun Gül? Kocanla aynı fikirde misin?” Cevap veremedim bile… Kocam atıldı hemen, benim suskunluğumu evet olarak algılamıştı… Hem adama, hem bana bakıyordu anlatırken, onay istercesine…
-“O da bıktı artık abi… Sen hem bizim abimizsin, hem de bir yabancısın. Şu işi yardımınla bir halledelim, nasıl olsa seni bir daha görmeyeceğiz. Öyle değil mi Gül? Abi, ne olur yardım et bize…” Ali abi bir müddet sesini çıkarmadan durdu, bize, özellikle bana baktı. Sanki bir kez daha düşünmemiz için zaman tanıyor gibiydi. Sonra da elindeki anahtarlıktan bir anahtar çıkartıp kocama uzattı.
-“Tamam koçum. Üzmeyin kendinizi… Bakın ne yapalım… Bu anahtarı al sen… Otelin yan tarafında benim kaldığım müstakil müdür lojmanı var, biliyorsun, anlatmıştım sana… Siz oraya gidin. Bütün ev emrinize amade… Personel temizleyip toparlamıştır bu saatte… Evin banyosu, barı, yatak odası, kendi eviniz farz edin, istediğiniz gibi kullanın. Ben işlerimi halledeyim, bir iki saate kadar yanınıza gelirim. Siz beni bekleyin.” dedi Ali abi, yanımızdan ayrıldı. Kocama,
-“Nasıl yaparsın Ekrem?” diyebildim. “Elin adamı odamızda… Bizim yanımızdayken… Nasıl sevişiriz? Kıskanmaz mısın? İlerde başıma vurmaz mısın? Bunu isteyen sensin, bak, sonra beni suçlama bunu yaptığımız için…” Elimi tuttu,
-“Aşkım, seni çok seviyorum. Ama halimizi de görüyorsun. Kıskanacak halimiz mi kaldı? Ali abiye durumumuzu anlatırken sen de duydun. Dediğim gibi, bu işi mutlaka bu otelde bitirmemiz lazım… Ali abi bizi seviyor, yardımcı olacak mutlaka… Bak, evin anahtarını bile verdi adam… İnsan sevmediğine verir mi evinin anahtarını? Sen yokken bana neler anlattı neler… Bu otelde ne kadınlar geçmiş elinden… Ne yerlisi kalmış, ne yabancısı… Bizim gibi acemi değil ki… Problemimizi çözerse o çözer… Hadi uzatma, gel gidelim, o gelene kadar hazırlanalım.”
İçimden gülmek geldi. Anlaşılan, benim kocam saftı biraz… Daha dün tanıştığımız Ali abisi bizi seviyormuş da, evinin anahtarını vermiş de… Sever tabi… Evinin anahtarını verir elbet… Geldiğimizden, tanıştığımızdan beri kedi ciğere bakar gibi bakıyor adam bana… Yirmi yaşında bakire l****ayım. Çarşıda pazarda laf atan abazaların dediğine göre, “Ufff… Taş gibi”yim.
Adım attıkça her yerim ayrı titriyor. Kalçalarımın diri yuvarlakları yürürken birbiriyle itişiyorlarmış, öyle diyorlar. Sütyen gerektirmeyen memelerim ayva gibi büyük, fakat dimdik, altında kalem durmuyor, bizim deli kızlarla yalnız kaldığımızda denemiş, yarışmıştık hatta hangimizin memeleri daha dik diye…
Yüzümün güzelliğini, tenimin duruluğunu, incecik belimi, bacaklarımın uzunluğunu da ekle bunların üstüne… Ali abi bunların hepsiyle yatağa girecek. Kocamla ikimiz bir şeyler yapmaya çalışırken, yanımızda durup bize tarif edecek… Canlı seks filmi… Elbette sever bizi, evinin anahtarını verir… Hay benim beceriksiz kocam hay… Hay benim saf kocam hay…
Ne diyeyim… Çaresiz kocamla beraber el ele otelin yan tarafındaki müstakil villa tipi lojmana gittik, anahtarla kapıyı açıp girdik. Her şey çok güzeldi, mobilyalar, lüks eşyalar… Kocam perdeleri kapatırken ben banyoya gittim, soyundum. Jakuzili lüks bir küvet vardı banyoda… Küvetin içinde güzel bir duş aldım. Kokulu parfümlü şampuanlarla yıkandım. Beni bekleyen geceye hazırlandım uzun uzun…
Banyoda işim bitince bornoza sarınıp çıktım. Ali abi gelmişti bile… Kocam adamı içeriye almış, heyecanla benim çıkmamı bekliyordu. Koltukta oturuyorlardı ikisi de, ellerinde viski bardakları… Ne yapacağımı bilemeden önlerinde dikilip kaldım. Kocam,
-“Abi, sen bizi bu dertten kurtar. Bize göster nasıl yapıldığını, öğret… Olmadı sen de bize katıl… Yeter ki bu iş bitsin artık…” dedi çaresizce… Ali abinin gözleri üzerimdeydi.
-“Tamam çocuklar… Hiç acele etmiyoruz. Vaktimiz bol. Yerimiz müsait. Yeter ki dediklerimi, gösterdiklerimi eksiksiz yapın siz… Bana güvenin, tecrübe konuşuyor burada… Siz hiç merak etmeyin… Otursana sen de Gül…” dedi karşısındaki koltuğu işaret ederek…
Ortadaki sehpanın üzerinde bir buz kovası, içinde boynu yaldızlı bir şişe, sanırım şampanya… Şişenin mantarını açıp ayaklı bir kadehi doldurup bana uzattı. Elimi uzatıp aldım, parmakları parmaklarımı okşadı kadehi verirken… Ürperdim. Ali abi elindeki kadehi havaya kaldırdı, bizim bardaklarımıza tokuşturarak,
-“Hadi bakalım, başlamadan birer kadeh parlatalım beraber, rahatlayalım biraz… Hadi şerefinize…” diyerek elindeki bir iki parmak buzlu viski dolu kadehi bir yudumda bitirdi. Biz de onu taklit ettik.
İlk kez içki içiyordum. Şampanyanın tadı hoşuma gitti. Kabarcıklar genzimi gıdıkladı. İki erkek ısrar kıyamet, kadehi bitirmem için teşvik ettiler. Gülerek sonuna kadar içtim. Birer kadeh daha doldurdu hepimize Ali abi… Birer kadeh daha yudumladık. Başım dönmeye başlamıştı hafiften… Koltukta bacak bacak üstüne atmış, üstümde sadece kısacık bir bornozla oturuyordum önlerinde… Ali abinin gözleri üstümdeydi. İnce bornoz kumaşının sardığı biçimli vücudumda, kısa bornozun eteğinin açıkta bıraktığı, tertemiz, ışıl ışıl parlayan bacaklarımda dolanıyordu bakışları… Sonunda kadehli eliyle işaret etti,
-“Gül, ayağa kalkar mısın güzelim?” dedi. Elimde kadehle kalktım. “Şu bornozu indir bakalım önce, güzelliklerini görelim…” dedi. Kocama baktım, parlayan gözlerle bana bakıyordu. Utançla kıvranarak,
-“Yapamam abi… Kocamın yanında bile soyunmaya çekiniyorum. Hele sen varken…” diyebildim.
-“Bak güzelim… Bak bebeğim… İlk dersimiz bu zaten… Siz artık karı kocasınız. Birbirinizden utanmak, çekinmek olmaz. Çırılçıplak birbirinizi göreceksiniz, coşacaksınız, sevişmek isteyeceksiniz, canınız seks yapmayı çekecek… Soyunmadan nasıl sevişmeye çalışıyorsunuz siz bakalım?” Kocam şikayetçi bir sesle,
-“Hep çarşafın altında abi… Gece karanlıkta, ışık sönükken…”
-“Olmaazz… Eğer mutlu olmak istiyorsanız, kaç göçü, utanmayı, arlanmayı unutacaksınız. Ah Gül… Sen öyle güzelsin ki Gül… Her yerin harika, taş gibi… Ben olsam utanmayı bırak, bu güzellikleri etrafa göstermek için bahaneler yaratırdım. Kocanın yerinde ben olsam otelin havuzunda, deniz kenarında seni üstsüz gezdirirdim bu dipdiri, harika güzel göğüslerinle… İnsanlar güzel görsün diye… Hadi, bırak utanmayı da, soyun güzelim…” diye ısrar etti adam… Uzanıp elimdeki boş şampanya kadehini alıp sehpaya bıraktı.
Bu kadar iltifattan, pohpohlamadan sonra bana da bir cesaret geldi. Saçıma sardığım havluyu çıkardım. Uzun sarı saçlarımı sallayıp açılmasını sağladım önce… Bornozun kuşağını çözdüm. İki erkeğin gözleri üstümdeydi. Açmadan önce bir an durup onlara baktım, hadi der gibi başını salladı Ali abi… Kocam da ondan farksız… Karısı elin adamının önünde çıplak kalsın diye merak ve heyecanla sikini kaldırmış bekliyor pezevenk kocam…
Yavaş hareketlerle, utanarak, bornozun yakasını açtım. El değmemiş memelerim meydana çıktı önce, ayva tüylü göbeğim, pırıl pırıl yaptığım üçgenim, uzun bacaklarım sırayla erkeklerin gözlerine serildi. Yüzüm kıpkırmızı, başım öne eğik, karşıya, beni izleyen erkeklere bakamadan omuzlarımdan aşağıya bıraktım bornozu… Kayıp yere yığıldı kumaş parçası… Çırılçıplak kalmıştım. Utanarak bir kolumla göğüslerimi, bir elimle önümü kapattım.
Ali abi hayran hayran bakıyordu bana… O elinden çok kadın geçmiş tecrübeli adam, ben körpe bakirenin çırılçıplak vücuduna bakarken ağzı sulanıyordu.
-“Ellerini de çek bebeğim… Kocan her yerini görmeli senin… Bütün güzelliklerini görsün. İştahı açılsın. Canı seni yemek istesin. Şu anda benim olduğu gibi…” Ellerimi çektim, yana bıraktım. Şimdi tüm çıplaklığımla önlerinde dikiliyordum. İki erkeğin de elleri kabarmış önlerinde, ovalayıp duruyorlardı. “Ohhh… Seni her gördüğümde seni yemek istiyorum. Bak şimdi, seni nasıl istiyorum, kendin gözlerinle gör yavrum…”
Ali abi ayağa kalktı. Üzerindeki gömleği ve kotu bir hamlede çıkardı. Bacaklarının arasındaki kalın erkeklik taş gibi havaya dikildi bir anda… Güneşin altında bronzlaşmış, kılsız kaslı bedeni çok güzel görünüyordu. Kocama işaret etti, o da aynısını yaptı, kocam da bir anda çıplak kaldı. Onun beyaz, kıllı vücudunu, bacaklarının arasındaki orta boy, ince sikini ezberlemiştim iki günde…
Benim ilgimse daha çok Ali abinin tek gözlü canavar gibi bana bakan erkeklik organındaydı. Kocamın incesinin yanında bu koca şey, çok haşmetli görünüyordu. “İyi ki kızlığımı kocam bozacak, kocam sikini sokacak bana… Yoksa bu kocaman şeyi nasıl alıyor kadınlar acaba” diye geçirdim içimden… Ali abi, aç gözlerini benden ayırmadan kocama seslendi,
-“Eh, istersen önce ben başlayayım bari Ekrem… Önce ben bir göstereyim, sonra sen devam edersin, benim yaptığım gibi aynı şeyleri yaparsın karına…” dedi.
-“Sen bilirsin abi… Başla, bildiğin gibi yap… Sana bağlıyız…” dedi kocam eliyle kalkmış sikini okşayarak… Nerdeyse ağzından salyaları akacaktı bana bakarken…
Ali abi yaklaştı, beni kollarının arasına aldı. Sımsıkı sarıldı. Önündeki erkeklik organı taş gibi önüme batıyordu. Heyecandan ölmek üzereydim. Kocama öğretmek için de olsa, çırılçıplak yabancı bir erkeğin çıplak vücuduma sarılması heyecanlandırmıştı beni… Yüreğim kuş gibi, göğsümün içinde çırpınıyordu sanki… Ben de kuş gibiydim ya onun yapılı gövdesinin yanında, beni saran kaslı kollarının arasında…
Eliyle çenemden tutup başımı yukarıya kaldırdı. Aralanan dudaklarımın üzerine dudaklarını bastırdı. Önce dudaklarımı okşadı dudaklarıyla, dili alt dudağımda, üst dudağımda dolandı, sonra emdi. Dilinin sıcaklığını dudaklarımda hissettim. Nefes alabilmek için aralanan dudaklarımdan dilini içeriye kaydırdı, benim dilimi okşadı diliyle… İçim gıcıklandı dilimi okşadığında… Nefesi bir hoş kokuyordu, başımı döndürüyordu.
Dizlerim titriyordu kollarının arasında… Düşmemek için, yılan gibi kaymamak için ben de ona sarılmak zorunda kaldım. Bedenim ateşler içinde kalmıştı. Göğüslerim onun göğsünde eziliyordu. Uçları kabarmıştı. Karnımda, kasıklarımda yangın başlamıştı sanki… Elleri her yanımda dolaşıyordu adamın… Okşandıkça kedi gibi mırıldanasım geliyordu, bayılıyordum okşamasına, zevk alıyordum. Hayranlık dolu bir sesle,
-“Oğlum, böyle fıstık gibi kızı nasıl sikemezsin sen, aklım almıyor bir türlü…” dedi kocama… Sikmek mi? Üfff… Terbiyesiz… Çok utandım. Ama aldığım zevk, utanma hissini bir anda bastırdı. Ellerim onun sırtında dolaşıyor, kaslarını okşuyordum tek tek… Kendimi kaptırmıştım iyice…
-“Çok güzelsin bebeğim… Memelerin taş gibi… Gerçekten hiç ellenmemişsin… Ohhh… Füze gibi… Memelerin, götün, göbeğin, bacakların… Her yerin harika…” diye diye okşuyordu beni… “Bak koçum… Dikkatle bak bana… Ne yapıyorum, nasıl yapıyorum dikkat et… Biraz sonra sen de aynını yapacaksın ha…”
Boynumu, gerdanımı öptü. Memelerimi, kabaran uçlarını dudaklarıyla, diliyle dolaştı. Ayva göbeğimi tavaf etti alçalarak… Önümde diz çöktü. Bacaklarımı okşuyor, dudaklarıyla içlerini öpüyordu. Daha rahat çalışsın diye araladım bacaklarımı… Başını önüme gömdü. Birden ıslak ve sıcak dilini amımın yarığında hissettim. Sanki elektrik çarpmış gibi titredim bir anda… Düşmemek için omuzlarından destek almak zorunda kaldım. Yavru köpek gibi yalıyordu amımı… Şapırtı sesleri yükseliyordu. Gözlerim yarı kapandı zevkten… İçimden bir şeylerin aktığını hissettim.
-“Ohhh… Çok tatlısın bebeğim… Tazecik amcığın… Tam yalamalık, öpülmelik… Ooohhh… Can suyu gibi suyunun tadı… Bal gibi… Erkeğinin ömrüne ömür katarsın sen, canımm…” diye diye yaladı beni…
Dizlerim titriyordu. Omuzundan destek almak için tutunmaya çalışan parmaklarım şimdi etine gömülmüştü. Kendimi kaybetmek üzereydim. Düşeceğimi anlayınca kalktı bir anda, kollarının arasına alıp yatak odasına götürdü beni… Kocam da arkamızdan geliyordu meraklı kediler gibi… Yavaşça odanın ortasındaki çok geniş yatağa bıraktı. Açık vaziyette çalışan klimanın serinliği vurmuş saten yatak çarşaflarını buz gibi sırtımda hissettim, ürperdim. Kocama seslendi,
-“Gel sen de karının diğer tarafına uzan koçum… İki taraflı çalışıcaz karının üzerinde… Bu güzel taşbebeği zevkten kıvrandırmamız lazım… Hadi bakayım, göreyim seni…”
İki yanımda iki erkek uzanmış yatıyordum. Üçümüz de çırılçıplak… Ali abi bir yanıma yaklaştı, kocam diğer yanıma… Sertlikleri iki yanımda hissettim. Erkeklikleri taş gibi, bacaklarıma, kalçalarıma batıyordu. İki yandan okşamaya başladılar. Ali abi ne yapıyorsa, kocam da kopya çeken öğrenciler gibi, aynısını yapıyordu diğer tarafımda…
İki tarafımdan birden dört tane el, iki tane dudak, dil her yerimde dolaştı uzun uzun… Gerçekten adamın dediği gibi zevkten kıvranmaya başlamıştım. Nefes alamıyordum. İlk kez orgazmı tattım o sırada… Şehvetle kasıldım, dakikalar boyu titredim.
Durulunca Ali abi omzumdan tutup yana yatırdı beni, kocamdan tarafa… Kocam önden memelerimi yalıyordu, adam arkamdan boynumu, omuzlarımı, sırtımı… İnleyerek kocamın saçlarına asıldım, kendime çektim kafasını… Memelerimle yeteri kadar uğraşan kocam memelerimi bırakıp amıma indi, Ali abinin dili de sırtımı okşaya okşaya popoma geldi…
Kocamın dili yarığımda, amımın dudaklarında, arasında dolanırken, arkamdaki dil de götümün deliğini yalamaya başladı. Ali abinin büzüğümde daireler çizen sıcak ve nemli dilinin ucu yalarken delirtecekti beni… Artık zevkten inlemeye başlamıştım. Yine de kendimi sıkıyor, dudaklarımı ısırıyordum fazla ses çıkmasın diye… Hemen anladı kurt herif,
-“Sıkma kendini bebeğim… Nasıl istiyorsan öyle davran… Bağır, inle, çığlık at… Müstakil ev burası… Kimse duymaz seni burada… Rahat ol… İçinden geleni yap, hissettiklerini dışarıya vur. Kasma…”
Dediğini yaptım ben de… Kendimi koyverdim. Çığlık atıyordum artık… Öyle bir şehvet dalgası sarmıştı ki her yerimi… Kimse tutamazdı beni bu saatten sonra… Nasıl dayanayım? Önümde bir dil, arka deliğimde bir dil… İkisinin de elleri her yerimde… Memelerimde, kalçalarımda, bacaklarımda… İkinci kez de o sırada boşaldım. Tesbih böceği gibi kıvrılıp kaldım, kocamın başını kasıklarımda kıstırmış kasılırken, Ali abi hala arkamda minik deliğimi yalıyor, beni delirtiyordu.
Daha ikinci boşalmam bitmeden, Ali abi kendine çekti beni… Önüne aldı, sırtüstü yatırdı. Ayaklarımdan tutup havaya kaldırdı, bacaklarımı omuzlarıma kadar bastırdı. Zevkten, yaşadığım orgazmlardan batak tarla gibi sulanan, dudakları şişen kukum havaya bakıyordu. Üzerime eğildi. Amıma kocaman, ıslak bir öpücük kondurup hırsla am dudaklarımı emdi. Yine kıvrandım. Sonra da kalkıp o kalın, taş gibi sertliğiyle ıslak am dudaklarımı ezmeye, masaj yapmaya başladı.
Kendimi ölecek gibi hissediyordum. İki üç gündür, gece gündüz kocam her denediğinde acıdan, korkudan bağıran Gül gitmiş, onun yerine durmaksızın, ara vermeksizin zevkten bağıran, adeta azgın dişi köpek gibi uluyan bir Gül gelmişti. Kendime, yaptıklarıma, vücudumdaki değişikliklere inanamıyordum. Kocam da aynı şeyi düşünüyor olmalıydı. Yanımızda uzanmış, karısının bacaklarını ayırarak koca sikini karısının amına sürtüp duran elin adamını izliyordu siki elinde… Dişlerinin arasından tısladı,
-“Orospuu… Neler çektirdin bana iki gündür… Şimdi zevkten bağırıyorsun. Ne farkı var benim yaptıklarımın…?”
Haklıydı bir yerde… Ne farkı vardı ki? O da erkekti, şu amıma sikini sürten koca yaraklı herif de… Kocam da denemişti bunu, hem de onlarca kez… Kuru kuru, tükürükleyerek, ıslatarak, krem sürerek, kayganlaştırıcı sürerek hatta… Ne olmuştu da ben bu hale gelmiştim? Benim yerime kocamın ortağı cevap verdi,
-“Kendinizi kastınız da ondan…” dedi Ali abi… “Bunu bir görev olarak gördünüz. Bir an önce kızlık zarından kurtulmak istediniz. Zevk almayı düşünemediniz heyecandan… Sen kendini kastın, Gül acıdan korktu. Ama bu gece öyle mi? İkiniz de rahatladınız. Şampanyalar, viskiler içtiniz. Çakırkeyif oldunuz, gevşediniz. Sonra şu da var. Benim, bir yabancı erkeğin sizin yanınızda olması da etkiledi sizi bence… Çıplaklığımızdan tahrik oldunuz. Doğru mu Gül? Ne diyorsun…”
Konuşurken hala kalın sikinin damarlı gövdesini amıma sürtünüyordu boylu boyunca… Am dudaklarımın arasında gidip geliyor, sikinin ıslak başı kabarmış klitorisimi okşuyor, beni kıvrandırıyordu sürekli… Nefes nefeseydim… Kocam da elini uzatmış, taş gibi olmuş memelerimi okşuyor, avuçluyor, uçlarını emiyor, zevkime zevk katıyordu bir yandan…
-“Evet… Evett…” diyebildim. “Bu gece… Değişik… Bambaşka… Ben… Çok zevk alıyorum Ali abi… Ekrem… Kocacımm… Ohhh… Bitiyorum… Ölüyorum zevkten…”
-“Bir de içine girmeye çalışmıyorum ya… Onun için rahatsın bu kadar, kendini zevke kaptırıyorsun. Ne dersin? Gireyim mi içine? Yoksa biraz daha sevelim, okşayalım mı seni? Biraz daha uzun sürsün ister misin?” Deli gibi kıvrandım altında…
-“Ohhh… Ali abiii… Ne istersen yap bana… Gir içime… Sik beni… Çok güzel yapıyorsun… Bitiyorumm… Ohhhh…” diye inledim. Bu kez kocama döndü,
-“Karın sikilmek istiyor. Beni istiyor koçum… Sen ne diyorsun? Gireyim mi? Sikeyim mi karını? Kızlığını ben alayım mı? Yoksa sana mı bırakayım? Kendine güveniyor musun, yapabilecek misin?”
Baktım kocamın siki de sertleşmiş, önünde taş gibi görünüyordu. Ama tereddüt ediyordu, o kendimden geçmiş halimle farkına varabiliyordum durumunun… Tekrar deneyip başaramamaktan, Ali abisinin önünde rezil olmaktan korkuyordu, emindim bundan… Gözümün içine bakıyordu sorarcasına… Dik dik baktım ben de kocama,
-“Hadi, ne yapacaksanız yapın artık… Hadi Ali abi, madem sen başladın, sen bitir. Üçümüz bu vaziyetteyken, kızlığımı kim bozmuş, beni kim sikmiş, bir önemi kalmadı ki… Hadi, bitir beni… Kurtar beni… İçime gir…” diye yalvardım adeta… Az önce sevişmeye başlarken adamın kalın sikine korkarak bakarken, şimdi şehvetten o koca şeyi içime sokması için yalvarır hale gelmiştim. Kocam da onayladı,
-“Tamam abi… Gül’ün dediği gibi… Hazır üstündeyken bitir bari işi… Benim için de sakıncası yok.” dedi. Sırıttı sonra, “Bu da öğretmenimize teşekkür hediyemiz olsun.” Terbiyesiz sapık… Benim bekaretimi bir hediye olarak görüyordu. Hediye olarak sunuyordu elin adamına…
-“Peki canım, peki prensesim… Aç bacaklarını öyleyse… Hediyemi alayım senden… Seni kadın yapmanın zamanı geldi artık…” dedi Ali abi… Bacaklarımı omzumdan indirip ikiye ayırdı iyice, sikinin başını amıma dayadı. Öyle ıslanmıştım ki… Öyle zevk alıyordum ki… Korku değildi hissettiğim… Zevkti, heyecandı, şehvetti… Bekliyordum. Beni sikmesini, bekaretimi bozmasını heyecanla bekliyordum.
Fazla bekletmedi. Zevk sularımda ıslattığı sikinin başını birkaç kez daha sürtüp kapıma dayadı. Islak başı benim ıslak am dudaklarımın arasından kolaylıkla iç dudaklara ulaştı, zorlamaya başladı. Canım yanmasa da zorluyordu deliğimi.. “Ayy” diye bağırdım ama aldırmadı bile… Kocam olsa hemen bırakmıştı o anda… Canım yanacak diye ödü patlıyordu. Bu adamsa aldırmıyordu bağırmama… Kısa kısa hamleler yapa yapa, alıştıra alıştıra, milim milim bastırdı sikini… Kalınlığı amımı yardı bir hamlede, kocaman başı tamamen kayboldu.
-“Ahhh…” diyerek çığlık attım, omzunu ısırdım adamın… Yine aldırmadı. Biraz bekledi. Kaslı bedeni üzerimde, kollarından destek alarak ağırlığını vermeden, şınav çeker gibi duruyordu. Sonra kalçalarını oynatmaya başladı içimdeki kalın sik kıpırdanıp duruyordu. Minik minik hamlelerle zorlayarak alıştırdı iyice… Ben kendimi kaybetmek üzereydim artık… Öyle zevk alıyordum ki… Bacaklarımın arası dolmuştu tamamen…
Sonunda… Bir anda kalçasını indiriverdi, o koca siki bir anda köküne kadar amıma girdi. Bir kısa, şimşek gibi sancıyla sarsıldım. Adamın altında gerilirken başımı arkaya attım,
-“Yandım anam…” diye bağırdım acıyla… Yırtmıştı beni… Bakire değildim artık… İlk erkeğim yakışıklı bir yabancı olmuştu. Hem de sapına kadar erkek… Hem de kocamın önünde…
-“Şşşttt… Tamam güzelim… Bitti… Bu kadar… Sakin ol… Geçmiş olsun…” diyerek dudaklarımı öpücüklere boğdu.
Gerçekten dediği gibi o çok korktuğum, kocamı üç gündür uğraştırdığım olay bu kadardı. Bitmişti. Ardından zevk dalgası yine geri gelmeye, acının üzerini örtmeye başladı. Üzerime abandı, ağırlığını verdi. Altında eziliyordum, nefes alamıyordum ağırlığından… Memelerim onun kaslı göğsünün altında yassılmıştı adeta… Fakat şikayetçi değildim bundan… Aksine zevk veriyordu beni ezmesi…
Ardından kalçalarını oynatmaya başladı bacaklarımın arasında… İçimdeki kalınlık da oynuyor, sıcak ve sert et parçası vajina duvarlarımı sağa sola itiyordu. Başını ta diplerimde hissediyordum. Yumurtalıklarıma değiyordu herhalde… Kıpırdanırken oralarımı bile okşuyordu sikinin başıyla…
Acı yoktu artık… Zevk… Zevk… Zevk…
Bacaklarımı beline sarıp iyice açtım. Kasıkları amıma baskı yapıyordu. Böylece daha çok açılmıştım, daha çok içime alabiliyordum ilk erkeğimi… Kalçalarını indirip kaldırmaya başladı minik minik… Offf… Sonra yavaşça, uzun uzun inip kalkmaya başladı. İçine ilk erkeğini almış vajinam, tüm darlığına, sıkılığına rağmen engel olamıyordu içinde gidip gelen vahşi hayvana…
Ali abi bacaklarımın arasında doğruldu bir an… Siki hala içimdeydi. Gözleri gözlerimde, ellerini saçına götürüp at kuyruğu yaptığı saçını serbest bıraktı. Uzun, parlak siyah saçları omuzlarına döküldü. Yanık teni, kaslı gövdesiyle bacaklarımın arasında bir Kızılderili tanrısı vardı sanki… Elini uzatıp aramıza soktu, am dudaklarımın arasında şişip sertleşmiş klitorisimi okşadı. Islak parmaklarının arasında ezdi, beni zevkten bağırttı. İçimdeki kalın sikini kasıp bırakıyor, minik minik oynatıyordu bunu yaparken… Gerçekten delirmek üzereydim. Nefes alamıyordum adeta… Bir de kocam yanımızdan başını uzatıp memelerimi emmez mi?
Üstümdeki Kızılderili klitorisimle oynamayı bırakıp üstüme kapandı bir anda… Hızla gidip gelmeye başladı amımda… Sürekli… Piston gibi yarıyordu amımı koca yarak… Artık gözlerim kaymaya, üçüncü orgazmıma yaklaşmaya başlamıştım. Başımı iki yana sallıyor, çığlıklar atıyordum.
-“Ohhh… Ali abii… Çok güzel… Ahhh… Bitiyorumm… Ölüyorum ben… Çok güzel Ekremm… Kocamm… Çok zevk veriyor Ali abi… Ooohhh…”
Çırpınıyor, ellerimi boynunda, omuzlarında, sırtında dolaştırıyor, uzun siyah saçlarını çekiştiriyordum. Zevkten ne yaptığımı bilemeyecek hale gelmiştim. Tırnaklarımı sırtına batırıyordum çılgınca… Ali abi iyice hızlandı, hızlandı…
-“Offf… Sen de harikasın bebeğim… Dayanamıyorum… Amcığın daracık… Sımsıkı… Kendimi tutamıyorum artık… Ohhhh…”
Son anda kalın yarak içimden çıkıverdi. Ben hayal kırıklığıyla, ne oldu diye başımı kaldırıp bakınırken elinde tuttuğu kanlı sikinin ucundan beyaz sıvılar yüzüme doğru fışkırmaya başladı. Boşalıyordu. Son damlalar yavaşladı, inip kalkan göğsüme, karnıma geldi, sonunda bitti. Kocam da yüzüne gelen bir iki damlayı elinin tersiyle sildi. Bacaklarımın arasından kalkarken,
-“Hadi Ekrem… Sıra sende… Karın sikilmeye hazır… Gelmek üzere… Sen devam et şimdi… Aynı benden gördüğün gibi yapacaksın… Hadi koçum, güzelce sik karını… Yüzümü kara çıkarma…”
Dirseklerime dayanıp baktım. Kızlık kanımdan amımın dudakları pembeleşmiş, altımdaki saten çarşafa sızmıştı. Biraz yana kaydım. Kocam hemen yerini aldı. Zaten kalkmış durumdaki sikini amıma geçirdi. Az önce içimi yaran kalınlıktan sonra siki pek kolay girdi içime… Gidip gelmeye başladı.
Bu kez kocam sikiyordu beni… Daha inceydi ama yine de zevk veriyordu. Kasıkları klitorisime çarpıyor, sikinin başı içimde kendini hissettiriyor, taşakları arka deliğime çarpıp duruyordu pompalarken… Çok sürmedi. Günlerin beklentisi, stresiyle dolan kocam boşalmaya başladı hırlayarak… Onun inlemeleri, içimde gidip gelmesi beni de etkiledi, ben de boynuna sarılıp orgazm olmaya başladım.
-“Sonunda…” diyebildim, başımı arkaya atarak serilip kaldım.
-“Sonunda…” dedi kocam da… Yanımda körük gibi nefes alıp veriyordu sırt üstü yatmış…
Dinlenip kendimize geldik. Bu arada Ali abi belinde havluyla duştan çıkıp geldi. Yanımıza yatağa uzandı. Benden taraftaydı. Eğilip dudaklarımı öptü.
-“Hadi güzelim… Siz de gidip duşunuzu alın. Şu kanları, spermleri temizle vücudundan… Ben de çarşafı değiştireyim. Giderken çarşafı almayı unutmayın, eve götürürsünüz gerdek gecenizin hatırası olarak…”
Kalktık, banyoya gittik kocamla… Bir güzel temizlendik. Bacaklarımı açıp örselenmiş kadınlığıma ılık suyu tuttum, bir güzel temizlendim. Kocamı yıkadım. O da beni yıkadı. Kaygan duş şampuanıyla, köpükle kaplı vücutlarımız birbirini okşadı kaygan kaygan… Benimkinin siki kalktı yine… Tutup okşadım. Görevini yapmıştı yardım almak zorunda kalsa da… Bundan sonrası kolaydı artık…
Kurulanıp çırılçıplak, el ele içeriye gittiğimizde Ali abi de çarşafını değiştirdiği yatakta sırtüstü uzanmış, o da çıplak vaziyette, bizi bekliyordu. Beni görünce gözleri parladı adamın… Siki yine bacaklarının arasında dimdik tavana bakıyordu. Uzun siyah saçları beyaz yastığın üzerinde, geniş göğsünde yayılmıştı. Beyaz satenlerin üzerinde esmer, güneş yanığı vücudu harika görünüyordu. İştah açıcı… Davet edercesine bana elini uzattı,
-“Sizi bilmem ama, ben doymadım.” dedi.
Yanına gittim o vaziyette… Çıplaklığımdan utanmıyordum artık, rahat hareket edebiliyordum. Artı, kocama sorma, izin alma gereğini de duymuyordum bu saatten sonra, bunca yaşanmışlıktan sonra… Baştan izin vermişti yapacaklarıma pezevenk kocam…
Yan dönüp bana uzandı. Elimi tuttu. Saygıyla, değer verdiğini göstererek… Kendimi saraylı bir kadınmışım gibi hissettiriyordu bu adam… Uzandığı yerden elimi kaldırdı havaya… Gözleri beğeniyle çıplak vücudumda dolaştı bir süre… İlk erkeğimin bakışları altında, mutlulukla kıvandım. Göğüs uçlarım dikleşti bir anda… Tüylerim ürperdi. Ali abi kendini geriye, yatağa atıp taş gibi olmuş sikini gösterdi boştaki eliyle,
-“Güzel Gülüm… Hadi gel, şunun üstüne çık istersen… Bir de böyle tadına bakayım senin… Sen de dene bunu… Kocana da uygularsın. İkinizin de hoşuna gidecek, emin ol bebeğim…”
Yaklaştım, yatağın üzerine çıktım dizlerimle… Sonra da bir bacağımı aşırıp belinin iki yanında dizlerimin üzerinde dikildim. Sikini bir eliyle tutup, diğer eliyle kalçalarımı yönlendirdi, sikinin hizasına gelmemi sağladı. Başı amımın dudaklarına değiyordu şimdi… Eliyle hareket ettirip sikinin başını sürttürdü. Şimdiden ıslanmıştım bile… Başımı eğip baktım. Pembecik içimden sular süzülüyor, beni sikmek üzere hazırlanan yarağın başını ıslatıyordu. Öyle güzel bir manzaraydı ki…
Kapıma dayanmıştı harika siki… Eliyle tutmayı bırakıp iki eliyle belime sarıldı. Yavaşça, dikkatle aşağıya çekmeye başladı beni… Siki zorladı, amımın dudaklarını yararak hafif hafif içime gömülmeye başladı. Eğilmiş, dudaklarımı ısırarak bakıyordum içime giren şeye… İlk kez olduğu gibi zorlanmıyordum pek…
Islak ve kaygan tünelimi ikiye yararak santim santim kaymaya başladı koca yarak… Bacaklarımın arası, kasıklarım gerildi. İçimdeki dolgunluk hissi inanılmazdı. Elimi uzatıp amımın dudaklarını ikiye ayırdım, sikinin girişini biraz daha kolaylaştırdım. İndim, indim, indim… Sonunda kasıklarımız öpüştü. O koca aleti içime alabilmiştim sonunda… Dudaklarımı ısırmaktan kan oturmuştu. Bittiğini anlayınca bir oh çektim.
-“Ohhh… Çok güzel…” diyebildim. Bir süre o vaziyette bekledik. Organlarımız birbirine kaynaştı, alıştı. Kocam yanımıza, yatağın kenarına oturmuş, dikkatle bize bakıyordu. Ali abinin koca sikinin içime nasıl girdiğini izlemişti baştan sona… Gülümseyerek elini uzattı, göğsümü okşadı, parmaklarıyla ucunu ovaladı. Şimşek çaktı sanki… Yine kıvrandım.
Offf… Amımdaki yabancı erkeğin koca sikinin sertliği, klitorisime baskı yapan kasıkları, meme ucumda kocamın parmakları… Şehvet dalgası yine sarıverdi bir anda her yanımı… Bulutlara yükselmeye başladım. Ellerimle altımdaki erkeğin göğsünden destek aldım, kalçalarımı oynatmaya başladım. Hem zevk almak, hem de erkeğime zevk vermek istiyordum bütün içtenliğimle… İçimdeki kadını meydana çıkarmıştı bu adam… Ona ne yapsam, ne kadar zevk versem azdı.
Sonra, koptuk artık… Alttan kalçalarını indirip kaldırarak amımı dövüyordu Ali abi, ben sağa sola kalçalarımı oynatıyordum. Kocam ayağa kalkmış, sertleşmiş sikini ağzıma sokmuştu. Yalıyor, emiyor, hatta dişliyordum. Saçlarımdan tutup başımı kasıklarına bastıran kocam sürekli inliyordu. Ali abi zevkten hırlıyordu altımda… Bense fırsat bulduğum her an kocamın sikini nefes alabilmek için ağzımdan çıkarıyor, zevkten deli gibi çığlıklar atıyordum.
Dakikalarca sürdü bu savaş, bu hengame… Sonunda Ali abi hışımla altımdan kalktı. Sikini içimden çıkarmamıştı bile… Kırkpınar pehlivanı gibi döndürüp yatağa gömdü beni… Şiddetle pompalamaya devam etti. Dayanamıyordum. Öleceğimi hissediyordum. Üstümden doğruldu, bacaklarımı göğsüne çekip o şekilde sokup çıkarmaya başladı. Kocam da dizlerinin üstünde yaklaştı yanımıza, sikini ağzıma verip emmemi istedi. İstediğini yaptım ben de… Çığlık atmaktan fırsat bulduğum her an sikini yalayıp emdim biteviye… Kocam siki emilirken elini uzatmış memelerimi mıncıklayıp duruyor, beni daha da delirtmeye çalışıyordu.
Önce kocam geldi. Gerilen, damarları çıkan sikinin ucundan döllerini fışkırttı ağzımın derinliklerine… Yapacak bir şeyim yoktu, kaçamazdım, yutkunup mideme gönderdim gelenleri… Çıkardığında son damlaları yüzüme gözüme attırdı. Gözlerim kaymıştı zevkten, hala amımı yara yara sikiyordu üstümdeki erkek… Hızlandı, hızlandı…
Ben bittim artık… Feryat figan, kasılmaya başladım. Zaten daracık olan amım kasıla kasıla, içindeki erkeklik organınını derisini yüzecek gibi sağdı orgazm olurken… Benim orgazmım bitmek üzereyken Ali abi dayanamadı daha fazla… Yine boşalmadan çıktı içimden, başımı tutup kasıklarına çekti. Daha siki dilime değer değmez, o da taşaklarındaki bütün dölü ağzıma fışkırttı. Tüm yüzüm bembeyaz sıvanmıştı spermlerle… Kocamınkiyle onun spermleri birbirine karıştı.
Yatağın üzerine serilip kaldık üçümüz de… Fırtına bitti. Nefes nefeseydik… Dilimi çıkarıp dudaklarımın kenarındaki, artık hangisinin olduğunu bilemediğim dölleri yaladım. Hayatımın ilk döl tadını tattım o gece…
Biri gidip şampanya şişesini getirdi. Şişeyi ağzıma dayayıp içtim. Ağzımda kalan dölleri şampanyayla yıkadım, mideme gönderdim. Onlar viskilerini yudumlarken ben duş alıp geldim. Islak ıslak, çırılçıplak yatakta uzanırken şampanya şişesini bitirdim tek başıma…
Tabi hemen bitmedi gece… Ali abi tüm deneyimiyle gücü tükenmez bir aygır gibiydi. Biz karı koca da çölde aç susuz kalmış iki bedevi gibiydik. Sekse susamış… Dura dinlene seviştik. Zevkin zirvelerine çıktık. Kah kocam sikti beni, kah Ali abi…
Biri sikerken diğeri yardım ediyor, iki erkeğin arasında zevkten deliye dönüyordum. Biraz mola veriyor, bir iki yudum içki içiyor, kendimize gelince tekrar kıpırdanmaya, sevişmeye başlıyorduk. Genelde fitili ateşleyen ben oluyordum. İki erkeğin arasında seks manyağı gibi bir şey olmuştum.
Ali abi hayatımda tatmadığım zevklerle tanıştırdı beni… Götümden sikilmenin zevkine erdim. Onun açtığı, genişlettiği arka kapımdan yine fırsatçı, bedavacı kocam fazla uğraşmasına gerek kalmadan girdi.
Yine bir ilk… Ali abi sikinin üstüne alıp zıplatırken kocama işaret edip arkama sokturdu. Zar zor alabildim iki erkeği birden… İkisi aynı anda sokup çıkardı içime… Biri amıma girdi, öbürü götüme… İki deliğim de iki ayrı sikin tadını aldı değiştire değiştire… İki erkeğin arasında tost oldum, şehvetten delirdim… Bitirdiler beni…
Sabahın ilk ışıkları perdeleri aydınlatırken biz bittik artık… Üç çıplak beden birbirimize dolanıp uykuya daldık. Öğleden sonra uyanıp kalktık, toparlandık. Ali abiyle son bir kez yatakta vedalaştık. Son bir kez amımla, götümle teşekkür ettim öğretmenimize…
Kocamla giyinip odamıza gittik, eşyalarımızı aldık. Resepsiyonda hesabı keserken yanımızda bekledi Ali abi… Dışarıya, arabaya kadar uğurladı. Son bir kez, arabaya binmeden önce sımsıkı sarıldı bana… Derin bir öpücük… Dili dilimi okşarken kendimden geçtim yine… Boynuna sarıldım.
Tüm gece sikişmemize rağmen içim kıpır kıpırdı, onun yine sertleşen siki mini eteğimin üstünden kasıklarımı zorluyordu. Etrafımızda gülerek bize bakanları, arabada beni bekleyen kocamı umursamıyorduk bile, birbirimize dalmıştık. Elleri kalçalarımı pençelemiş, sikinin üstüne bedenimi yapıştırmıştı.
Zorlukla Ali abinin elinden kurtuldum. Kocam kornaya basmasa ayakta sevişmeye devam edecekti benimle… Ben de bırakamıyordum ki… Arabamız hareket ederken işaret edip son anda camdan elini uzattı. Hediye paketi vardı elinde, bana verdi.
-“Bunu unuttunuz çocuklar…” dedi. Merakla yüzüne baktım, göz kırptı. “Gerdek gecemizin hatırası… Kanlı çarşafınız… Senin bekaret kanın…”
Başını camdan içeriye uzatıp yine dudaklarımı öptü son kez… Arkamızdan el salladı.
-“Off… Kocacım, kusura bakma…” diyebildim kocama. “Ali abinin elinden kurtulamadım. Eteğimin altından daldı öperken… Gece amım çok hırpalandı diye külot giymemiştim altıma… Herkes bize baktı öpüşürken, oramı buramı gördüler… Ali abi de ellemedik ne önüm kaldı, ne arkam, hiç bir yerimi bırakmadı. Utanmasa ayakta becerecekti beni…” Kocam gülümsedi gözünü yoldan ayırmadan, elini uzatıp mini etekli uzun bacaklarımı, içlerini okşadı kasıklarıma kadar…
-“Boş ver karıcığım, Ali abiye helal olsun. Hem bakarlarsa baksınlar…” dedi. “Demek altına külot giymedin ha? Amını götünü gördüler mi yani?”
-”Evet kocacım… Her yerimi gördüler…” dedim az önce Ali abinin kemirdiği dudaklarımı büzerek, şımarık kız sesimle…
-”Boş ver aşkım… Gören bir kere gördü. Bir daha zor görürler bu güzelliği… Hem sevaptır, görsünler…”
Kocamdan duyduklarım hoşuma gitmişti. Gülümsedim. Hoşnutlukla mırıldanıp kendimi koltuğun arkasına bıraktım. Sol eliyle direksiyonu kullanan kocamın, boştaki sağ eliyle mini eteğimi sıyırıp bacaklarımın içlerini okşayan elinin, gecenin yorgunu kadınlığımın dudaklarında dolaşan parmaklarının verdiği hazza bıraktım kendimi… Zevk sularım arabanın koltuğuna süzülüyordu.
Yanından geçtiğimiz kamyonların şoförlerine, hayret dolu bakışlarına aldırış etmeden ben de elimi uzattım kocamın kucağına, pantolonun önünü, sertliğini avuçladım, okşadım… Kocamın dediği gibi, “gören bir kere görecek” anasını satayım.
Evet… Ali abi yolu açtı, seks yapmayı öğretti bize… Paylaşmayı… Değişik zevkler tatmanın heyecanını…
Her şey güzel olacak bundan sonra… Eminim bundan
Ben Esra telefonda seni bosaltmami ister misin?
Telefon Numaram: 00237 8000 92 32